Şimdiye kadar Sofar etkinliklerini duymamış olanlar için öncelikle konsepti özetlemem iyi olacak. Sofar Sounds, dünyada 155'ten fazla şehirde gerçekleşen yeni nesil bir müzik deneyimi. Konserler her ay farklı bir evde gerçekleşiyor. Konserler için bilet satışı yapılmayıp Sofar'a kayıtlı olanlar arasında kurayla belirlenen kişiler, o ay gerçekleşecek konsere özel olarak davet ediliyor. O ayki konserde kimin çalacağı ve konserin hangi evde gerçekleşeceği, bu şanslı kişilere konserden bir gün önce eposta ile bildiriliyor. Bunun haricinde konsere kimse katılamıyor.
Eylül konseri için davetli şanslı kişilerden biriydim. Konserden tam 24 saat önce davetli olduğumu belirten eposta geldi. Epostada konserin gerçekleşeceği Etiler'deki evin adresi ve bu Sofar'da yer alacak müzisyenlerin bilgisi İrtifakaybediyoruz, Cansu Kandemir ve Sena Şener yazıyordu. Katılım durumumu teyit ettikten sonra, popüler terimiyle LCV yaptıktan sonra, müzisyenlerin sosyal medyadaki güncel paylaşımlarını kontrol edip konsere kendimi hazırladım.
Konser Etiler'de bahçeli ve şirin bir stüdyo dairede gerçekleşti. Stüdyo daire olması müziği hem salonda, hem de mutfakta dinleme keyfi sundu bize. Etiler'e vardığımızda biz evi ararken, diğer Sofar davetlileriyle sokakta karşılaşmak ayrı bir keyifti. Gizli bir davetin şanslı kişileri olmanın hissiyle minik selamlaşmalar ya da adres sorarken doğrudan diğer Sofar ziyaretçilerine yönelmek o akşamki detay gözlemlerimizden bazılarıydı.
Sofar konserlerinin ev ortamında yapılması kadar bir diğer önemli özelliği de sadece müzisyenlerin ön planda olması ve dinleyicilerin telefonuyla bile oynamayıp birbiriyle konuşmadan müziğe yoğunlaşması. Davet epostasında bu durum açık bir şekilde yazıyor olsa da Sofar Istanbul'un ilk günden beri direktörlüğünü başarıyla yapan Eda (Demir), bu konuda tekrar minik bir hatırlatma gerçekleştirdi. Sonuç: Mükemmel bir deneyim! Kimsenin konuşmadığı, telefon titreşiminin bile duyulmadığı bir ev konseri izledik.
İrtifakaybediyoruz: Peyote'den aşina olduğum bir grup. Ambient ve experimental tarzını güzel icra ediyorlar. Elektronik ağırlıklı bir müziği, ev ortamında çalmak pek kolay olmasa da performanslarını sevdim.
Cansu Kandemir: Sofar Sounds Tokyo'dan keşfedilip bize ulaşan bir ses. İsviçre'de yaşayan Cansu Kandemir, sırf bu Sofar'da sahne almak için İstanbul'a gelmiş ve iyi ki de katılmış. Sofar sahnesine çok yakışan performansını ve sesinin pürüzsüzlüğünü çok sevdim. Soft vocal ve lounge olarak dinlenebilecek bir ses. Takipte kalmanızda fayda var.
Sena Şener: Hakkında hiçbir şey bilmeden dinledim Sena Şener'i. Henüz lise öğrencisi ve tanımlaması pek de kolay olmayan özel bir sesi var. Söz ve müziği kendisine ait olan 'Çirkin Dünya' şarkısı Sena'nın sesi hakkında size fikir verecektir. Katıldığımız Sofar esnasında çekilen görüntülerden oluşturulan bu video, konserden kısa bir süre sonra paylaşıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder