Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü yakın zamanda okuyup çok sevdikten sonra, Tanpınar okumaya devam etmek istedim. Beş Şehir, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın roman tarzından çok farklı olsa da, dönemi anlatan bir gezi eseri olarak düşünülmeli. Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul hakkındaki gözlemleri bir arada sunuluyor. Evliya Çelebi yaklaşımının 20. yüzyıldaki izdüşümü demek de mümkün. İlk dört bölüm fazla ilgimi çekmese de İstanbul yorumlarını okumak zevkliydi. Tarihin yok edilmesinden bahsetmesi, tarihi binalar yerine betonarme yapıların dikilmeye başlandığını anlatması, son 10 yıldır İstanbul'un talan edilmesiyle kıyaslanınca çok hafif kalıyor. Kentsel yapının ve silüetin günümüzde hızla zevksiz bir şekle bürünmesi, buradaki tasvirlerle birlikte incelenince daha bir açıklık kazanıyor.
Alıntı:
Evliya Çelebi'den ve anlattıklarının gerçek mi, yoksa rüya yorumu mu olduğundan bahsederken, "Ben tenkit etmek için değil, ona inanmak için okurum ve hep kârlı çıkarım." demesi, benim için önemli bir rehber yaklaşım.
İstanbul bölümündeki ağaçlar üzerine olan güzellemelerini okuyunca; Gezi Direnişi'ni görseydi, ne kadar mutlu olurdu diye düşündüm.
"Eski İstanbul'da mimarinin saltanatına rekabet eden başka güzellik varsa o da ağaçlardı."
"O güneşin adına söylenmiş bir kasideye benzer."
Sonuç olarak, Ahmet Hamdi Tanpınar'ı ilk kez okumaya başlamak için doğru bir tercih değil, yine de gezi yazısı okumayı seviyorsanız aklınızda bulunsun. Benim için sırada bir sonraki Tanpınar eseri olarak Huzur var.
Ocak 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder