24 Mart 2015 Salı

Koşmasaydım Yazamazdım

Murakami gibi dünya çapında ünlü ve hatta bu şöhretini de yaşarken kazanabilmiş yetenekli bir yazarın kitabı olarak görünce, kitabın isminde geçen "koşma" eyleminin mecazi bir kavrama işaret ettiğini düşünerek kitabı inceledim. Ve arkakapağını okurken, cidden de önemli bir koşucu olduğunu öğrenip bu deneyimi üzerine bir kitap yazması ilgimi çekti.

Bu kitap vesilesiyle, Haruki Murakami'nin 20'den fazla kez tam-maraton koşmuş, triatlonlara katılmış profesyonel bir sporcu olduğunu öğrendim. Vücudunu eğitmesi, koşarken yazma eylemi için beynini nasıl hazırladığını anlattığı kişisel bir anlatı kitabı. Bu yüzden, kitabı deneme ya da öykü olarak tanımlamak pek mümkün değil.

Yalnızlığı seven bir karaktere sahip olduğunu açıklaması, kimseyle konuşmadan her gün düzenli olarak 2 saat koşup 5 saat yazılarına gömülmekten mutlu olduğunu anlatıyor. "Tek başına olduktan sonra yapacak bir şeyler bulmak konusunda sıkıntım yoktur." bu böümden geçen bir ifade mesela.

Yaklaşık 2 sene evvel okuduğum "Yaban Koyununun İzinde" romanının temel hikayesini nasıl bir gezi esnasında oluşturduğunu anlatması da, daha önceden okuduğum kitabın kamera arkasını gösteren özel kurgu gibiydi, director's cut.

Alıntı:
"Yaşamımın bu döneminde mutlu muyum mutsuz mu, kestiremiyorum, ama bunu sorun haline getirmesem de olur diye düşünüyorum. Benim için, muhtemelen herkes için de öyledir, yaşlanmak deneyimi yaşamımda ilk kez tattığım bir şey ve bu noktada tattığım hisler de ilk..."

Mart 2015

Hiç yorum yok: